Avrupa Birliği’nde Kooperatifçilik

/ 18 Temmuz 2024 / / yorumsuz
Avrupa Birliği’nde Kooperatifçilik

Avrupa birliği’nde kooperatifçilik avrupa birliği’nde (AB) kooperatifçiliğin köklü bir geçmişi vardır ve günümüzde de bu iş modelinin güçlü yönleri üzerinde çalışılmaktadır. Avrupa Komisyonu, 2012 yılında düzenlediği “AB-2020 Strateji Belgesine Kooperatif Katkıları” başlıklı konferansta, kooperatiflerin sürdürülebilir ekonomik ve sosyal gelişmeye katkılarına dikkat çekmiştir. 2017 verilerine göre AB’de, 163 milyon vatandaşın (AB nüfusunun üçte biri) ortağı olduğu 250.000 kooperatif ve bu kooperatifler bünyesinde 5,4 milyon çalışan bulunmaktadır. Bu kooperatifler, tarım, ormancılık, bankacılık, perakende ve sağlık gibi çeşitli sektörlerde faaliyet göstermektedir.

Tarım Kooperatifleri

Tarım kooperatifleri, AB’de üretici ve yetiştirici kesimin ekonomik ve sosyal amaçlı en önemli örgütlenme biçimlerinden biridir. Tarım kooperatiflerinin AB’deki ortalama pazar payı %40’tır. Bu kooperatifler, çiftçilerin ölçek ekonomilerinden faydalanmalarını sağlayarak ürün ve hizmet kalitesini iyileştirmelerine ve riskleri azaltmalarına olanak tanır. AB Ortak Tarım Politikası (CAP), modern, sürdürülebilir ve verimli bir tarım sektörü oluşturmayı hedefler. CAP reformunda ve kırsal kalkınma düzenlemelerinde kooperatifler dikkate alınmakta ve desteklenmektedir. AB ülkelerinde tarım kooperatiflerinin önemli pazar payları bulunmaktadır. Örneğin, Hollanda %83 ile ilk sırada yer alırken, Finlandiya %79, İtalya %55 ve Fransa %50 pazar payına sahiptir.

Ormancılık Kooperatifleri

Ormancılık kooperatifleri, katma değerli ürünler üretmede ve elde etmede çiftçilere ve ormancılara ekonomik avantaj sağlamaktadır. Bu kooperatifler, bireysel hedeflere ulaşma konusunda faydayı artırırken, dolaylı olarak piyasaya ve ormana da katkıda bulunurlar. Ormancılık alanında örgütlenen kooperatifler, Avrupa’nın kırsal bölgelerinin kalkınmasında kaynakları etkin kullanma bilinci nedeniyle önemli örgütlerdir. İsveç ve Finlandiya, ormancılık kooperatiflerinde öne çıkan ülkelerdir. İsveç’te ormancılık sektörünün %60’ı, Finlandiya’da ise %31’i kooperatiflerin elindedir.

Kooperatif Bankacılığı

Kooperatif bankaları, Avrupa’da 80,5 milyon üye ve 732.000 çalışanı ile yaklaşık %20 pazar payına sahiptir. Bu bankalar, krediye erişim kolaylığı sağlayarak yerel kalkınmada önemli rol oynamaktadır. Ayrıca, kriz zamanlarında ticari bankalara göre daha dirençli oldukları bilinmektedir. Kooperatif bankalarının amacı, kâr peşinde koşmak değil, üyelerinin tüketici fazlalığını maksimize etmektir. Bu amaç, üye-tüketiciler dışındaki paydaşların refahına katkıda bulunmayı hedefleyen ilave hedeflerle tamamlanabilir. Avrupa genelinde kooperatif bankacılığı payları incelendiğinde, Fransa (%50), Kıbrıs (%37), Finlandiya (%35), Avusturya (%31) ve Almanya (%21) ilk beş sırada yer almaktadır.

Perakende Kooperatifleri

Perakende kooperatifleri, tamamen tüketici üyelerin sahip olduğu örgütlerdir ve tüketici isteklerini ucuz ve kaliteli bir şekilde karşılamak üzere hizmet ederler. Bu kooperatifler, yatırımcı çıkarları üzerinde yoğunlaşan geleneksel işlere karşı rekabetçi bir alternatif sunmaktadır. Finlandiya’da kooperatifler, perakende sektöründe %36’lık bir paya sahiptir. İsveç ise %24 ile Finlandiya’yı takip etmektedir.

Sağlık Hizmetleri Kooperatifleri
Sağlık Hizmetleri Kooperatifleri

Sağlık Hizmetleri Kooperatifleri

Avrupa’da sağlık hizmetleri alanında sürdürülebilirlik ve kıt kaynaklar nedeniyle zorluklar yaşanmaktadır. Önümüzdeki 40 yıl içinde, Avrupa’da 65 yaşın üzerindeki nüfus oranının artmasıyla birlikte mevcut bakım sistemlerinin sosyal ve ekonomik sorunları iki katına çıkarması beklenmektedir. Bu sorunların çözümünde kooperatifler, alternatif bir model olarak görülmektedir. Sağlık hizmetleri kooperatifleri, bu alandaki sürdürülebilirliği ve kaynak kullanımını optimize ederek hizmet sunmaktadır.

Avrupa Birliği’nde kooperatifçilik, çeşitli sektörlerde ekonomik ve sosyal kalkınmaya önemli katkılarda bulunmaktadır. Tarım, ormancılık, bankacılık, perakende ve sağlık sektörlerinde faaliyet gösteren kooperatifler, üye sayıları ve pazar payları ile dikkat çekmektedir. AB’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda, kooperatiflerin desteklenmesi ve geliştirilmesi önem taşımaktadır. Bu bağlamda, kooperatifçilik modeli, ekonomik dayanıklılığı ve sosyal refahı artırarak AB’nin uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşmasına katkı sağlamaktadır.