Özel okul ve finansal bağımsızlık – I geçmişte Türkiye’de eğitim, sınıf farkı gözetmeksizin herkes için devlet okullarında sağlanan bir kamu hizmetiydi. Özel okullar, sadece belirli bir kesim için ulaşılabilir olan istisnai bir eğitim seçeneği olarak görülürdü. Devlet okullarındaki başarı, öğrencilerin iyi bir devlet üniversitesine gitmesine olanak tanır ve bu, bireylerin toplumsal statü kazanmalarının bir yoluydu. Toplumsal huzuru koruyan bu sistem, son yıllarda radikal bir değişime uğradı. Eğitimin ticarileşmesi, temel eğitimi bir kamu hizmeti olmaktan çıkarıp, ticari bir mal haline getirdi. Bu durum, özel okul tercihlerini finansal bağımsızlık açısından önemli bir hale getirdi. Ancak bu noktaya gelmeden önce, eğitimin ticarileşmesi konusundaki bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Eğitim: Kamu Malı mı, Ticari Bir Meta mı?
Kamu Malı Kavramı
Ekonomi biliminde, kamu malı ve özel malı birbirinden ayıran temel özellikler vardır. Kamu malı, dışlanamazlık ve rakip olmama özelliklerine sahiptir. Dışlanamazlık, bir kişinin bir kamu malından faydalanmasını engellemenin zor olduğu anlamına gelir. Örneğin, sokak aydınlatması bir kamu malıdır; bir kişi sokak lambasından faydalandığında, bu diğer kişilerin de aynı faydayı elde etmelerini engellemez. Rakip olmama ise, bir kişinin bu malı kullanmasının diğer kişilerin kullanımını azaltmadığı anlamına gelir.
Eğitim ve Öğretim Kamu Malı mıdır?
Ekonomik açıdan bakıldığında, eğitim tam anlamıyla bir kamu malı sayılmasa da, kamu malına benzer özellikler taşır. Bir bireyin eğitim alması, toplumun geneline pozitif dışsallıklar sağlar. Eğitimli bireyler, daha verimli çalışır, kurallara uyar ve toplumun genel refahını artırır. Dolayısıyla, eğitim kitlesel olarak kamu finansmanıyla sağlandığında, bu durum topluma büyük maliyet avantajı sağlar.
Nitelikli Eğitim: Toplumsal Kalkınmanın Anahtarı
Eğitim, bireylerin ve dolayısıyla toplumların gelişmesinde en kritik unsurlardan biridir. Ekonomik büyüme teorileri, ülkeler arasındaki refah farklarının büyük bir kısmını eğitim farkıyla açıklar. Güney Kore ve Tayvan gibi ülkelerin ekonomik kalkınmasında, eğitime verdikleri önemin büyük rol oynadığı bilinmektedir. Nitelikli eğitime sadece zenginlerin erişebildiği bir toplumda, genel kalkınmadan söz etmek mümkün değildir. Toplumun tüm bireylerinin nitelikli eğitim alması, refah içinde bir gelecek için kaçınılmazdır.
Eğitimin Ticarileşmesi ve Özel Okulların Yükselişi
Özel Okulların Yükselişi
Geçmişte, özel okulların varlığına sıcak bakılırdı. Devletin sunduğu eğitime alternatif olarak, varlıklı ailelerin çocuklarını özel okullara göndermesi normal karşılanırdı. Ancak zamanla, bu durum eğitimdeki eşitsizlikleri daha da derinleştirdi. Devlet okullarının kaynakları kasıtlı olarak azaltıldı, eğitim kalitesi düşürüldü ve öğretmenlerin maaşları reel olarak düşük tutuldu. Sonuç olarak, devlet okulları nitelik açısından geri plana düşerken, özel okullar yükselişe geçti. Bu süreç, eğitimdeki fırsat eşitliğini ortadan kaldırdı.
Devlet Okullarının Durumu
Devlet okullarındaki eğitim kalitesinin düşmesi, ülkenin geleceği adına ciddi bir tehdit oluşturuyor. Çarpım tablosunu bilmeyen lise öğrencileri, temel dil bilgisi kurallarını uygulayamayan ortaokul öğrencileri, sınıf tekrarının kaldırılması ve disiplin eksiklikleri gibi sorunlar, devlet okullarındaki eğitimin niteliğini sorgulamamıza neden oluyor. Hollanda gibi ülkelerde Özel Okul ve Finansal Bağımsızlık – I ortaokulu bitiren çocuklar en az iki yabancı dili akıcı bir şekilde konuşabilirken, Türkiye’de bu tür bir eğitim kalitesine ulaşmak giderek zorlaşıyor. Eğitimdeki bu düşüş, uzun vadede ülkenin refahını ve sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.
Özel Okullarda Verilen Eğitimin Niteliği
Özel okullara yönelik artan talep, bu okullarda verilen eğitimin niteliği konusunda da soru işaretleri doğuruyor. Özel okulların büyük bir kısmı, eğitim kalitesinden çok kâr marjına odaklanıyor. Deneyimsiz öğretmenler düşük maaşlarla çalıştırılıyor, maliyetler düşürülüyor ve bu durum eğitimin kalitesine doğrudan yansıyor. Öğretmen maaşlarının zamanında ödenmemesi gibi durumlar, özel okullardaki eğitim ortamını olumsuz etkiliyor. Sonuç olarak, daha fazla para ödeyerek kaliteli bir eğitim almak her zaman mümkün olmuyor.
Özel Okul Mu, Devlet Okulu Mu?
Eğitim tercihleri, ailenin maddi durumuna ve bulunduğu bölgedeki eğitim olanaklarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Eğer devlet okulları kaliteli eğitim veremiyorsa ya da çocuğunuz istemediğiniz bir okul türüne yönlendiriliyorsa, özel okul bir seçenek olabilir. Ancak, özel okul tercihinin büyük bir maddi yük getireceği de unutulmamalıdır. Birden fazla çocuğunuz varsa, bu yük daha da artacaktır. Öte yandan, bugünkü Türkiye’de iyi bir üniversiteden mezun olmak bile çocuğunuzun geleceğini garanti altına almıyor. Bu durumda, özel okul tercihinin finansal bağımsızlık üzerindeki etkisi de sorgulanabilir.
Finansal Bağımsızlık ve Eğitim Seçimi
Özel okullar, orta sınıf ailelerin en büyük gider kalemlerinden biri haline gelmiştir. Eğitim, çocukların geleceğini güvence altına almak için bir araç olarak görülüyorsa, özel okul tercihi bu amaca ne kadar hizmet ediyor? Bu soru, özellikle maaşlı çalışan aileler için büyük önem taşıyor.
Yorum yaz